Şeyh Haisam Farache havaalanında başından geçen bir olayı anlatıyor:
"Federal polis beni aracıma kadar takip etti. Arama yapmak istediler, 'endişelenmeyin, tabii yapın' dedim. Arabamda, gümüş görünümlü, uzun bir şey vardı, onu görünce hepsi geri çekildi, 'Bu nedir? Bu da ne?' diye sordular."
O gümüş görünümlü, uzun şey Şeyh Haisam’ın sörf tahtası çantasıydı.
Haisam, gündüzleri bir aile avukatı, akşamları İslami bir vaiz ve hafta sonları da sert dalgaları kovalayan bir söfçü.

“It's freedom, being in the swell is freedom,” says Haisam. Source: SBS
Tüm gözleri üzerinde hissetiği tek yer havaalanı değil Haisam’ın.
Camii'den Müslüman gençlerle Sydney'in Maroubra Plajı'na girdiğinde de dikkati çektiğini ifade eden Haisam, tuhaf bakışlara maruz kaldığını, insanların korkuya kapıldığını ve tıpkı havaalanındaki polisler gibi 'bu adam kim?' diye sorguladığını anlatıyor.
Ancak bu endişeli bakışlar onu rahatsız etmiyor. O görevi olan bir kişi.
Haisam teröre karşı sörf yapmayı kullanıyor.
"Sörf yapmanın öğrencilere imanlarını ve Avustralya yaşam biçimini anlama olanağı verdiğini söyleyen Haisam, "bu gençler Müslüman olsa da, İslam hakkında bilgisi oldukça sınırlı" diye konuşuyor.
Az olan bilgi birikiminin tehlikeli olduğunu düşünen Haisam, kendi toplumları içinde sıkılan bu Müslüman gençlerin, internette yapılan propagandayla radikalleşebileceğinden endişe ediyor.
İslam karşıtı söylemlerin sürekliliğine de dikkat çeken Haisam, Pauline Hanson'un "İslam bir hastalıktır. Buna karşı kendimizi aşılamamız lazım" gibi yorumlarının da, Müslüman gençlerin kendilerini Avustralya toplulumu içinde hissetmelerine yardımcı olmadığını kaydediyor.
Bu tür yorumlarla karşı "Elbette öfke var. Tabii ki hayal kırıklığı var, elbette zararı var." diye konuşan Haisam'ın sörfle, Müslüman genç toplulumun kızgınlığını hafifletmeyi ve enerjilerini yönlendirmeyi hedefliyor.
Pauline Hanson için dua ettiğini de söyleyen, Haisam, "yazık ona" diye bitiriyor sözlerini.
Azınlıkta olma deneyiminin pek çok Avustralyalı Müslüman gence sıkışmışlık hissi verdiğine dikkat çeken Haisam, "İşte bu yüzden sörf doğal bir uyum ortamı sağlıyor" diye konuşuyor.

Sheikh Haisam Farache at his Mosque in Blacktown, Sydney. Source: SBS
Sörf yaparken, Müslüman gençlerin bu duygudan uzaklaşıp kendini özgür hişssederek rahatladığını söyleyen Haisam, "bu özgürlük, denizin dalgaları ile yaşanan bir özgürlüktür." diyor.
Sörfü eğitim için bir yardımcı araç olarak kullanmak alışılmadık bir uygulama olsa da Müslüman gençler için faydası olduğu konusunda şüphe yok.
Bununla birlikte, insanların Haisam'ı rahatsız edici bulduğu şey, Şeriat Kanunu'na olan inancı.
"Özetle söylemek gerekirse, Şeriat, Avustralya'da şu anda, daha çok, ahlaki davranış kurallarına benzemektedir” diyen Haisam Avustralya'daki birçok Müslümanın, bazı konuları mahkeme sistemi dışında, bu davranış kurallarına göre hallederek yaşamakta olduğunu söylüyor.