Avustralya Başbakanı Scott Morrison’un 8 Haziran’da düzenlediği basın toplantısının tek bir konusu vardı.
Başbakan, basın toplantısına İçişleri Bakanı Karen Andrews, Federal Polis Genel Müdürü Reece Kershaw, ABD Büyükelçiliği FBI Ateşesi Antony Russo ile çıktı.
Başbakan, Avustralya tarihinin en büyük mafya ve motorsiklet çeteleri operasyonunun tamamlandığını duyuruyor ve mafya ile mücadelede kararlılıklarını dile getiriyordu.
Başbakanın ilan ettiği, 3 yıldır süren ve sadece Avustralya’da dört bin polisin katıldığı bir operasyondu. Operasyonda aralarında mafya liderlerinin de bulunduğu 200’den fazla mafya ve çete üyesi yakalandı, 45 milyon dolar para, 100’den fazla silah, ve üç ton uyuşturucu ele geçirildi. 21 öldürme olayı da önlendi.
Hatta makineli tüfekle bir kafeye yönelik infaz tarzı saldırı önlenenler arasındaydı.
Suikastçı yakalandı, kafedeki olası diğer müşteriler bir yana, organize suç örgütü üyesi iki aileden beş kişinin hayatı kurtarıldı.
Operasyon, uluslararası bir operasyondu. Toplam dokuz bin polis katıldı.
Basın toplantısında konuşan FBI temsilcisi, Avrupa’da sabah olunca EUROPOL’ün operasyonun Avrupa ayağı, ABD’de sabah olunca da FBI’ın Amerika ayağı konusunda bilgi veren basın toplantıları düzenleyeceklerini açıkladı.
Birkaç saat sonra Yeni Zelanda Polisi, 35 kişinin tutuklandığı, 3 milyon 700 bin doların yakalandığı aynı operasyonun Yeni Zelanda ayağını ilan etti.
Akşam EUROPOL, düzenlediği basın toplantısında, sadece Almanya"da 800 kişinin tutuklandığını açıkladı.
Gazetelerin yorumlarına göre mafya operasyonu yüzyılın operasyonuydu.
O kadar önemli bir operasyondu ki, başbakan bizzat kendisi açıklama gereği duymuştu.
Başbakan bu küresel operasyonda Avustralya Federal Polisi’nin lider rolü oynadığını da söyledi.
Federal Polis Müdürü Reece Kershaw ise, ‘İronside’ adı verilen operasyonun ayrıntılarını anlatırken, ancak filmlerde rastlanacak bilgilere yer verdi.
Kershaw, “Onları şüphelendirmeden, kendi hazırladığımız ANOM adlı gizli haberleşme uygulamasını kullanmaya başlamalarını sağladık. Güvenli bir haberleşme sistemi olduğunu sanıyorlardı. Bu uygulamayı onlara bizim sağladığımızı ve her an haberleşme trafiğini izlediğimizi bilmiyorlardı, bu uygulamayla suçluların arka cebine girdik,” dedi.
ANOM’un daha ilkel bir versiyonunu Amerikada FBI uyuşturucu kartellerine karşı kullandı. Avustralya Federal Polisi ANOM’u geliştirdi.
Bir ajan, ANOM uygulaması olan cihazı Avustralya uyuşturucu mafyasının en tepesinde bulunduğu ileri sürülen Avustralyalı Türk, Hakan Ayık’a verdi.
Ayık, bunun bir polis tuzağı olduğunu bilmeden, haberleşmede kullanmaları için bütün şebekesine uygulamayı dağıttı ve böylece şebekenin bütün iletişim ağına Avustralya polisi sızmış oldu.
Avustralya polisi Hakan Ayık’ı iyi tanıyor. Kırmızı bültenle aranan biri.

Hakan Ayık Source: Supplied
Avustralya uyuşturucu ticaretinin yüzde 30’undan sorumlu olduğu düşünülüyor.
Dünyanın her yeriyle bağlantıları var.
İstanbul’da yaşadığı, adını Hakan Ayık’tan, Hakan Reis’e çevirdiği bildiriliyor.
Basın toplantısında bir gazeteci, Başbakan Scott Morrison’a, Hakan Ayık’ın Türkiye’den iadesinin istenip istenmediğini sordu.
Başbakan soruya ayrıntılara giremeyeceğini söyleyerek yanıt verdi.
Polis Müdürü Kershaw ise Ayık’ın arkadaşlarını ele verdiğini, bu koşullarda ailesi ve kendisinin karşı karşıya olduğu tehdit göz önünde tutulursa, hemen Avustralya makamlarına teslim olmasının en iyi seçenek olacağını kaydetti.
Hakan Ayık, 2010 yılında yapılan 230 milyon dolarlık eroin operasyonu sırasında yurt dışına kaçtı. Operasyonlarına uluslararası mafya ve çetelerle devam etti ve Avustralya’ya uyuşturucu göndermeyi sürdürdü. Şu an itibarıyla İnterpol’ün arananlar listesinin başında bulunuyor.
Sosyal medyayı fazla kullandığı için Avustralya polisi Comanchero motorsiklet çetesiyle yakın ilişkileri olan Ayık’a ‘Facebook Gangsteri’ lakabı vermişti.
İstanbul’daki mekanının, kendisine ait olduğu ileri sürülen Kingscross Otelin olduğu bildiriliyor.
Türkiye’nin Avustralya Büyükelçisi Korhan Karakoç, Salı akşamı SBS Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Türkiye’de yetkililerin küresel operasyon konusunda bilgilendirildiğini kaydetti. Karakoç, Avustralya’nın Hakan Ayık’ın iadesi konusunda elçilikle herhangi bir teması olmadığını, böyle bir talebin Türkiye’ye başka kanallarla yapıldığını da Türkiye’den teyit ettiremediğini söyledi.
Karakoç, Eğer Avustralya, Türkiye’ye iade konusunda bir dosya ulaştırırsa, gerekli adımların atılacağını da ekledi.